ScrollFx 10

ScrollFx 9

Sunday, August 24, 2008

PEYGAMBERİN İZİNDE Hz.Muhammed'in Hayatından Dersler

İngiltere Oxford Üniversitesi St.Antony College 'da araştırma görevlisi Tarık Ramazan'ın Hz.Muhammedin biyografisini yazdığı kitap sadece hayatının öyküsü değil hayatındaki oluşan olayların islam içinde nasıl yorumlanacağı ile bizlere bilgiler ve ipucu veriyor. Hayatı farklı açılardan görmemizi sağlıyor. Ayrıca kitapta ki olayların neredeyse tümünde Peygamberimizin de hepimiz gibi normal bir insan olduğu gözlemlenebiliyor. Kitaptan aldığım bazı notlar aşağıdadır.
  • Bizim dikkatimiz esas olarak, Hz. Muhammedin yaşam öyküsündeki, şahsiyetini ve günümüzde bize ne öğretebileceğini, ne verebileceğini ortaya koyan durumlara, tavırlara ya da sözlere odaklanmaktadır. ( sayfa 10)
  • Amacımız Hz.Peygamber'in kişiliğini veya hayattaki olayları öğrenmekten çok, kendisini tanımaya çalışmaktır. ( sayfa 11)
  • Hz.Muhammed 12 yaşında amcası Ebu Talib'in de olduğu bir ticaret kervanında Busra'da Bahira denen Hristiyan bir keşişin hanesinin yakınında mola verirler. Keşiş Bahira Hz.Muhammed'in iki kürekkemiği arasında, kitaplarının " peygamberlik mührü" olarak tanımlanan bir deri oluşumu görür.Hemen Ebu Talib'e koşup çocuğu bekleyen özel bir geleceğin olduğunu söyler ve onu tıpkı Allah'ın önceki elçileri gibi mutlaka maruz kalacağı belalardan ve saldırılardan koruması gerektiği konusunda uyarır. Etrafındaki herkes bu çocuğun farklı olduğunu ve onu bekleyen özel bir gelecek olduğunu hissetmiş ve anlamıştır. ( sayfa 31-32)
  • Kureyşliler nihayet Kabe'yi yeniden inşa etmeye karar vermişlerdi. Duvarların üst kısmını, temellere kadar yıktılar. Kabe'nin bir köşesine Siyah Taş yerleştirecekleri yere gelene kadar yeniden inşa ettiler. Tam bu noktada farklı kabile üyeleri arasında sert kavgalar koptu; zira herkes Siyah Taş'ı yerine koyma şerefine nail olmak istiyordu (sayfa 37)
  • Ramazan ayı geldiğinde, bir miktar erzakla Hira dağındaki mağarasına gidiyor ve yiyecek içecek almak için düzenli aralıklarla dönerek yaklaşık bir ay süreyle inzivada kalıyordu. Diğer insanlardan uzakta, doğayla başa baş kalan Hz.Muhammed huzur ve mana arıyordu. Hiçbir zaman putperestlik etmemiş, bölgedeki aşiretlerin inançlarını ve tapınma usullerini paylaşmamış, hurafe ve önyargılardan uzak durmuştu ( sayfa 38)
  • Hz.Muhammed Hira mağarasında tek başına hakikati ve manayı aramaya devam etti. Derken ansızın Melek Cebrail ona göründü ve emretti: " Oku!". Hz.Muhammed cevap verdi:" Ben okuyanlardan değilim". Melek onu sıkıca tuttu ve tekrar emretti: "Oku!". Hz.Muhammed tekrarladı: "Ben okuyanlardan değilim!"Melek onu tekrar, neredyse boğacak kadar sıkıca tuttu ve emri üçüncü kez tekrarladı: "Oku!" cevap aynı oldu: "Ben okuyanlardan değilim!" Melek onu tutmaya devam ederek okudu: " Oku O yaratan Rabbinin adıyla! İnsanı bir kan pıhtısından yarattı! Oku, O cömertliğinin sonu olmayan Rabbindir! Kalem ile yazmayı öğreten de. O insana bilmediği şeyleri öğretti" (sayfa 41)
  • Okuma yazma bilmeyen Hz.Peygamber'e indirilen ilk ayetler dikkatini doğrudan bilgiye çevirir (sayfa 42)
  • Kalem suresi, Hz.Peygamber'in doğumundan itibaren ortaya koyduğu istisnai soylu davranışlar hakkında zaten bildiklerimizi hatırlatıp bilgi, iman ve eylem arasında belli bir bağlantı kurar. Bilgi, imanın ışığında bireyin ahlaki saygınlığını temel almalı, ve buna dayanmalıdır ( sayfa 44)
  • Durum git gide daha da kötüleşecekti, zira takip eden aylarda Vahiyler kesildi. kaynağına göre süresi altı ay ile iki buçuk sene arasında değişen bu suküt ( fetret) dönemi Hz.Peygamber'in büyük bir şüphe ve ıstırap duymasına neden oldu ( sayfa 45)
  • İlk vahiyler Hz.Peygamber'in bilincini Allah'ın yüce, eğitici varlığına yöneltti. Melek Cebrail , iyi huyla birleşen bilginin (okuma ve yazma) önemini dile getirirken, mesajın ve-imanın özü olan-Allah'ı tanımanın temellerini nakletmişti (sayfa 47)
  • Başka zamanlarda , çan sesi gibi bir ses duyacak ve Vahiy birden inecekti (sayfa 47)
  • Hz.Peygamber her sene ramazan ayında Melek Cebrail'e o ana kadar kendisine inen bütün Kuran'ı , meleğin belirttiği sırayla, ezberden okuyordu. Böylece yirmiüç yıllık süreçte yavaş yavaş oluşan kitabın içeriğinde ve biçiminde düzenli bir sağlama yapılmış oluyordu ( sayfa 48)
  • Vahyin ilk yıllarında Kuran'ın mesajı dört ana eksen etrafında tedricen şekillenmişti: Allah'ın birliği, Kuran'ın konumu, ibadet ve ahiret (sayfa 51)
  • Kuran surelerinin Vahyi devam ettikçe tahkir ve zulum de artıyordu ( sayfa 71)
  • Mekke'deki durumun gittikçe kötüye gittiğini gören Hz.Peygamber şunu önerdi: " Habeşlerin diyarına gidersenizorada emri altında kimsenin haksızlık görmediğibir kral bulacaksınız. Dinlerinde samimidirler. Orada Allah sizi şu ıstırabınızdan kurtarana dek kalabilirsiniz" ( sayfa 71)
  • Müslümanlar Kureyşlerin kralı Necaşi'yi ilkeli ve adil bir adam olarak görmüş ve onun topraklarına sığınmaya bu nedenle karar vermişlerdi. Necaşi müslüman değildi, ama müslümanların getirdiği mesajın batıni ve zahiri anlamını gayet iyi işitmişti (sayfa 74)
  • O dönemde Hz.Peygamber Kudüs istikametine dönerek namaz kılıyordu (Kudüs ilk kıbleydi) (sayfa 87)
  • Namaz emrini almak üzere göğe yükselen Hz.peygamber ve yaşadığı tecrübe, namazın özünde ne olması gerektiğini ortaya koyar: İnsanın kendinden, dünyadan ve aldatmacalardan kopup uzaklaşması için günde beş kez En Yüce olanı hatırlaması ve O'na doğru yükselmesidir ( sayfa 87)
  • O, yani Hz.Muhammed, ilişkilerini sadece benzer dini yakınlıklar temelinde değil, güven ve saygı ilkeleri temelinde koruyordu ( sayfa 90)
  • Hz.Peygamber'in kendisi, inancını paylaşmayan insanlara eşit davranma konusundabir model oluşturuyordu. Peygamberlik vazifesi boyunca, kendisiyle iş yapanve tam olarak güvenen gayrimüslüm tacirlerden önemli emanetler almaya devam etti (sayfa 90-91)
  • Çevresine topladığı kadın ve erkekler inancını paylaşmıyor olabilirlerdi, ama ahlaki vasıfları ve/veya insani becerileriyle tanınmış insanlardı. Hz.Muhammed kendisinde sonra gelenler gibi, onlara güvenmekten asla çekinmeyecekti (sayfa 95)
  • Hicret herşeyden önce, inançlarını özgürce yaşayamayanve bunlar için yeni bir sayfa açmaya karar veren kadın ve erkeklerin nesnel gerçekliğidir ( sayfa 96)
  • Hicret aynı zamanda, hem tarihi hem ruhani açıdan bir özgürleşme deneyimiydi (sayfa 98)
  • Hiç kimse din değiştirmeye zorlanmadı, farklılıklara saygı gösterildi ve herkese eşit muamele edilmesi istendi. Bu Vahyin kilit mesajı ve Hz.Peygamber'in eyleminin can alıcı noktasıdır ( sayfa 103)
  • Bakara suresinin başındaki dört ayetin samimi müminlerden , sadece ikisinin imansızlardan bahsettiğini, buna karşılık onüç uzun ayatin münafıkların ihanet ve ikilik dolu söz ve davranışlarıyla alakalı olduğuna dikkat çeker (sayfa 103)

Monday, August 18, 2008

TEFAL Ütü....Ama Alt Mekanizması

Evimizdeki ütü aniden su akıtmaya başladı. Sevisine götürdük. Ütünün tabanı değişti. Bu da bozulan mekanizmanın resmi. Ütüden sonra suyun içerisinde bırakılmaması tavsiye edildi. Umarım yararlı olur.

Thursday, August 14, 2008

ERGENEKON İddianamesine Bir Destek

Artık birkaç sene birlikte gece gündüz yatıp kalkacağımız meşhur iddianameye bir destek de ben vereyim dedim... Yukarıdaki resmini gördüğünüz " ERGENEKON ÇAY BAHÇESİ" Çınarcık-Armutlu yolu üzerinde ve Çınarcık'a yakın noktada. Benim iddialarım da şöyle.

  • Ergenekon örgütü belki burada kurulmuştur bir sabah, çayla simit yerken planlanmıştır...
  • Ergenekon'un Çınarcık şubesi olabilir...
  • Çay bahçesinin hemen altında petrol istasyonu olduğuna göre nasıl patlamaya hazır tehlikeli bir örgüt olduğu da bellidir...

Wednesday, August 13, 2008

Armutlu Tatili (11-12 ağustos 2008)

11 Ağustos 2008 sabahı aracımızla Çınarcık -Yalova-Armutlu rotasını izleyerek başladık. Çınarcık sahilinden görüntü.

Çınarcık sahili oldukça bakımsız ve kirli. Ama bu kirlilik deniz için geçerli değil.

Armutlu'daki sahillereden biri. deniz çok temiz ve tatlı bir serinliği var.


Armutlu'da denize girdiğimiz plaj. Deniz çok güzel. Hemm serinliği hem de denizin kokusu muhteşem.


Banu'nun arkadaşi Birsen ve çocukları Melisa ve Cathy. Geceyi Kendilerinde geçirdik. Çok teşekkür ediyoruz.


Armutlu merkezdeki park


Dönüşü Armutlu-Narlı-Gemlik-Yalova üzerinden yaptık. Bu görüntü Narlı'dan sonra alındı.



Narlı-Gemlik yolunda denizin güzel görüntülerinden biri


Yalova'daki kanalın görüntüsü. Temiz olduğunu söyleyemeyiz ama en azından kokmadığını söyleyebilirim.


Yalova kanaldaki balıkçılar. Burada temizleyip satış yapıyorlar.









Sunday, August 10, 2008

AKPli Edibe Sözen HNMFND ye Öneriler


AKPli Edibe Sözen HNFFND nin son günlerde basında çıkan ve gençlerimizi korumaya yönelik girişimleri için bazı önerilerim var.
1. Gençleri porno yayınlardan korumak için dergiler, cdleri satın aldıkları zaman bayi tarafından fişlenmek yerine gençlerimize 6 aylık veya 1 senelik 100 PORNO KONTÜR verilebilir. Her dergi aldıkça kontüründen düşer. Kontürleri bitip de hala satın almaya çalışan genç var ise anında bayi taraından alıkonulup polise haber verilerek genç tutuklanır...
2.Okullarımıza da özellikle azınlık olan halkımızı koruma amaçlı ibadethane açılmasını kolaylaştırmayı sağlayacak yasa için çalışıyormuş. Ama burada da yeni ibadet açmaya gerek yok. Masraf olur. Zaten %99 müslüman bir ülkede yaşadığımıza göre teneffüs saatleri ezan saatlerine göre ayarlamak daha akıllıca olur... Böylece teneffüslerde sınıf derhal mescite çevrilebilir ve namaz kılınabilir...
3. Gençlerimizi çok düşünerek gece 24 den sonra tek başına lokantaya da gitmesi de engelleniyor. Ne yararlı ama... Aman çocuklar gece acıkıp da dışarıda yemeyin... Pizza ya da hamburgeri telefon ile isteyin gelsin... Dışarıya çıkarsanız ya bir sapık tarafından tecavüze uğrarsınız ya da bir maganda kurşununa kurban gidersiniz... Gençler size nasıl kıymet veriliyor, nasıl değer veriliyor... Sevinin...Şükredin...
Sanırım Sayın Edibe Sözen HNMFND ye yararlı oldum. Gerçi faydalı olamadım sanırım şu anda gazetede okuduğum son bilgilere göre gençlere yönelik bu yararlı girişimden vazgeçmiş. Bu arada Edibe sözen HNMFND nin daha geçen sene adının Cumhurbaşkanlığı yani Başkomutanlık geçtiğini hatırlatayım.

Saturday, August 09, 2008

Loş Ayna

Erhan Bener sevdiğim yazarlardandır. Okuduğum romanlarının tümü iyi kurgulanmış ve akıcı şekilde okunabiliyor. Romana başladıktan sonra her ara verdiğinizde aklınız kitapta kalıyor, acaba şimdi ne olacak diye. Erhan Bener'i yakın zamanda kaybettik. Tam olarak hatırlayamıyorum ama 1 sene oldu sanırım.

Roman şehvetli ve erkeklere kendini kolayca sunmayı engelleyemeyen Mahide, yeğeni İlhan, Mahide'ye aşık olan Selçuk ve savcı olan Selçuk'un abisi çerçevesinde 1960 yılında İstanbul'da geçen bir olay anlatılıyor. Kitabın türü polisiye.

Wednesday, August 06, 2008

Veronika Ölmek İstiyor

Can Yayınlarından çıkan bu romanda Veronika isimli genç bir kız intihar etmeye karar veriyor, intihar ediyor, intiharından sonra hasteneye kaldırılıyor ve 1 haftalık yaşam süresinin kaldığı söyleniyor. Ancak burada diğer hastalardan farklı deneyimler alıyor ve sonucunda hayata bakış açısı değişiyor ve yaşama bağlanıyor. Hızlı bir şekilde okunabilecek sürükleyici bir roman.

Saturday, August 02, 2008

İRAN devrimlerin ve yasakların gölgesinde

Alman Bruni Prasske'nin 90lı yıllarda İran'a yaptığı 2 geziyi anlattığı kitabıdır. Bırakın bir erkek olarak, bir kadın olarak yapılan bu yolculuk gerçekten çok zor bir deneyim olmuştur. Öncelikli olarak başını örtüp uzun manto giyerek dolaşması bile bu zorluğu anlatmak için yeter. Kendisi Almanya'da göçmenlik bürosunda çalıştığından orada tanıdığı bazı İranlı arkadaşlarının memleketlerine gitmesi ve burada yaşadığı deneyimler kitabın asıl iskeletini oluşturmaktadır. Ayrıca okudukça bazı sayfalarda sanki İran'dan değil de Türkiye'den bahsediyormuş gibi geliyor. Ancak kitabı okurken üzüldüğüm bir nokta kitapta birkaç kez yinelenen "kürdistan" sözcüğünün sanki bir bağımsız ülke gibi algılanması. Halbuki " sözde kürdistan" denilerek de anlatılabilirdi. Dolayısıyla kitabın çevirisini yapan Gülderen Pamir'e bu durumu iletiyorum.

501 Darts

Phozi Snapshot