ScrollFx 10
ScrollFx 9
Monday, July 20, 2009
AĞLA GÖZLERİM AĞLA...!!!
Gençliğimde dinlemiş olduğum bir şarkıyı anımsadım ama tam olarak sözlerini hatırlamıyorum. Bir bölümünde "ağla gözlerim ağla" diyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakan yardımcısının düşmüş olduğu durumu gösteren fotoğrafa bakın ve kararınızı verin. Hepimizin çoğunluk oylarıyla bizi yönetmeye getirdiğimiz kişilerin ne durumda olduklarına kendi gözlerinizle şahit olun...haydi siz de ağlayın artık... Çünkü bizi yönetenlerimiz ağlıyor. Kim için ? Bizler için , vatandaşları için ağlıyor...Lütfen ağlayın, ama sızlanmayı da unutmayın...
Wednesday, June 10, 2009
HERKESTEN BİR ŞEY ÖĞRENDİM
Güzel, akıcı bir söyleşi olmuş Sn.Feridun Andaç ile. Emre Bey herkesten bir şey öğrenmiş ancak ben çok şey öğrendim Sn. Emre Kongar'dan. Kendisine gerçekten teşekkür ederim. Onun aracılığıyla biz de kendi geçmişimize gittik. Özellikle hayata bakış yönleriyle kendisiyle çok benzerlik gösteriyorum. Onun çocukluğu ve gençliği daha renkli ama üzücü yılları da beraber geçmiş. Benim ise çok renkli olmasa da istediğimi yaptığım bir çocukluk geçirdim ve üzücü bir gençlik yılları da geçirmedim.
Gerçekten bu kitabı okuduğunuzda çok şey öğreneceksiniz...!!!
Kitabın 357.sayfasını okuduğumda inanılmaz bir mutluluk duydum. Bununla ilgili düşüncemi Emre Bey'e ilettim. İlgili elektronik posta örneği aşağıdadır.
Estağfurlah, ben kendimi önder filan gormuyorum. Ama ayni bicimde dusundugumuze cok sevindim. Basarilar diler gozlerinizden operim.
From: atilla akkülah [mailto:aakkulah@hotmail.com]
Sent: Tuesday, June 09, 2009 3:51 PM
To: emre@kongar.org
Subject: HERKESTEN BİRŞEY ÖĞRENDİM.......ama sizden çok şey öğrendim
Emre bey merhaba,
sizin kitabınızı okuduğum bugünlerde 357.sayfada " kendine yapılmasını istemediğin birşeyi başkalarına yapma" ifadesiyle kendini tanımlamışsınızdır. Ben de yıllardır kendimi bu şekilde tanımlamaktayım. Zaman zaman toplum ve onun değer yargılarıyla çatışsam da bu ifadeyi her zaman savunmakta ve yaşamımda uygulamaktayım. İlk defa bir "önder" ( dikkat ederseniz aydın demedim. bu sözcüğün Türkiye'de çok yıpratıldığı kanısındayım) kişiden bunu duymak beni son derece memnun etti. Bunu siznle paylaşmak istedim.
iyi çalışmalar
atilla akkülah
Gerçekten bu kitabı okuduğunuzda çok şey öğreneceksiniz...!!!
Kitabın 357.sayfasını okuduğumda inanılmaz bir mutluluk duydum. Bununla ilgili düşüncemi Emre Bey'e ilettim. İlgili elektronik posta örneği aşağıdadır.
Estağfurlah, ben kendimi önder filan gormuyorum. Ama ayni bicimde dusundugumuze cok sevindim. Basarilar diler gozlerinizden operim.
From: atilla akkülah [mailto:aakkulah@hotmail.com]
Sent: Tuesday, June 09, 2009 3:51 PM
To: emre@kongar.org
Subject: HERKESTEN BİRŞEY ÖĞRENDİM.......ama sizden çok şey öğrendim
Emre bey merhaba,
sizin kitabınızı okuduğum bugünlerde 357.sayfada " kendine yapılmasını istemediğin birşeyi başkalarına yapma" ifadesiyle kendini tanımlamışsınızdır. Ben de yıllardır kendimi bu şekilde tanımlamaktayım. Zaman zaman toplum ve onun değer yargılarıyla çatışsam da bu ifadeyi her zaman savunmakta ve yaşamımda uygulamaktayım. İlk defa bir "önder" ( dikkat ederseniz aydın demedim. bu sözcüğün Türkiye'de çok yıpratıldığı kanısındayım) kişiden bunu duymak beni son derece memnun etti. Bunu siznle paylaşmak istedim.
iyi çalışmalar
atilla akkülah
Tuesday, June 02, 2009
Türk Toplumunun Uçak Faciası İle Yüzleşmesi
Dün meydana gelen uçak kazası ile ilgili üzülmemek tabii ki olası değil. Ancak bu ve benzeri kazaların olma riski hepimiz için her zaman bulunmaktadır. Ancak beni daha derinden etkileyen olay bu kazada hayatını kaybedenlerden Türk vatandaşı olan dünyaca ünlü arp sanatçısı Fatma Ceren Necipoğlu ismini hayatımda ilk kez duymamdı. Gerçekten basın ve medyanın popüler kültürü nasıl bizlere pompaladığının en belirgin göstergesi. 62. konseri için Güney Amerika'ya gitmiş bu Anadolu Üniversitesi öğretim görevlisi hanfendinin ismini toplum olarak ilk defa duyuyorsak, arp alanında dünyanın sayılı müzisyenlerinden biri olduğunu bugün öğreniyorsak toplum olarak neden gelişemediğimizi sanırım daha iyi kavrayabiliriz. Bu bizim utancımız olmalı. En azından benim utancım olduğunu kabul ediyorum.
Wednesday, May 27, 2009
YEŞİLKÖY PARKI OTOPARK MI OLUYOR ?...
Yeşilköy'de Çınar Otelinin karşısındaki küçük ama sevimli olan parkın otoparkın olacağını öğrenmiştik. geçen pazartesi de bunu yerinde gördük. Çevre sakinleri toplanmıştı. bunun üzerine aşağıdaki yazımı istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin internet sitesindeki "beyaz sayfa" ile ilgili bölüme aşağıdaki yazıyı geçtim.
sayın yetkili,
yeşlköy'deki Çınar otelini karşısındaki parkın altına otopark yapılacağını dün öğrendim ve bugün gidip sizlerin getirmiş olduğu ve işçilerin kullanacağı konteynerleri gördüm. gördüğüm kadarıyla etrafı yeşilliklere büründürmeye çalışan büyükşehir belediyesi oy alamadığı yerleri cezalandırmak için yeşili katletme yoluna gitmiş. bu otopark yapımını kendim ve yeşillikler adına kınıyorum. şehircilik insan merkezli olur araç veya otomobil merkezli değil.
iyi çalışmalar
atilla akkülah
Bu yazıma aşağıdaki yanıt bugün geldi. İyi niyetimle belirteyim ki eğer bu yanıt doğru ise ben tatmin oldum. Hem parkın hem de yeşilin zarar görmeyeceği güvencesi çok önemliydi. Umarım sözlerinde dururlar.
İ.B B. BEYAZMASA BAŞVURUNUZ BAŞVURU NO:588727
From:
beyazmasa@ibb.gov.tr
Sent:
Wednesday, May 27, 2009 8:56:11 AM
To:
AAKKULAH@HOTMAIL.COM
T.C.İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞIBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Halkla İlişkiler MüdürlüğüBEYAZMASA
Sayın ATİLLA AKKÜLAH;
İlgi : 25/05/2009 15:08:03 Tarih ve 588727 Nolu Başvurunuz
Başvurunuz İBB Yapı İşleri Müdürlüğü'ne iletilmiş olup yetkililerce cevaben şöyle bildirilmiştir:
"İlgilinin başvurusunda geçen adreste İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yap+işlet+devret usulüyle zemin altı otopark işi ihale edilmiştir. Proje aşaması devam etmekte olup inşaat başlamamıştır.Daha önce park olarak kullanılan bu alan yine park olarak kullanılmaya devam edilecek, mevcut büyük ağaçlar korunacaktır.Zeminaltı otopark projelerimizde otoparkın üstünde kalan kısma yarım metre ile bir metre arasında toprak doldurularak üzerinde yeşil alan düzenlemesi yapılmaktadır. Bakırköy Yeşilyurt gibi güzel, nezih bir semte yakışacak projede de aynı uygulama yapılacak olup otopark zeminaltında yeşil alan zemin üstünde kalacak şekilde düzenlemesi yapılacaktır.İstanbul genelinde trafik problemine bir nebze çözüm üretmek, daha yaşanır mekanlar oluşturmak, hem göze hitap edecek, hem de çok amaçlı kullanılabilecek bu projeler, kesinlikle yeşil alanlara zarar vermek amacını taşımamaktadır. Bilginize sunarız."
Ayrıntılı bilgi için Yapı İşleri Müdürlüğü irtibat telefonu:0212 449 45 78 (Müdür Yardımcısı Aslan Demirkan)
İyi günler dileriz.
YASEMİN AKÇA02124551754
sayın yetkili,
yeşlköy'deki Çınar otelini karşısındaki parkın altına otopark yapılacağını dün öğrendim ve bugün gidip sizlerin getirmiş olduğu ve işçilerin kullanacağı konteynerleri gördüm. gördüğüm kadarıyla etrafı yeşilliklere büründürmeye çalışan büyükşehir belediyesi oy alamadığı yerleri cezalandırmak için yeşili katletme yoluna gitmiş. bu otopark yapımını kendim ve yeşillikler adına kınıyorum. şehircilik insan merkezli olur araç veya otomobil merkezli değil.
iyi çalışmalar
atilla akkülah
Bu yazıma aşağıdaki yanıt bugün geldi. İyi niyetimle belirteyim ki eğer bu yanıt doğru ise ben tatmin oldum. Hem parkın hem de yeşilin zarar görmeyeceği güvencesi çok önemliydi. Umarım sözlerinde dururlar.
İ.B B. BEYAZMASA BAŞVURUNUZ BAŞVURU NO:588727
From:
beyazmasa@ibb.gov.tr
Sent:
Wednesday, May 27, 2009 8:56:11 AM
To:
AAKKULAH@HOTMAIL.COM
T.C.İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞIBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı Halkla İlişkiler MüdürlüğüBEYAZMASA
Sayın ATİLLA AKKÜLAH;
İlgi : 25/05/2009 15:08:03 Tarih ve 588727 Nolu Başvurunuz
Başvurunuz İBB Yapı İşleri Müdürlüğü'ne iletilmiş olup yetkililerce cevaben şöyle bildirilmiştir:
"İlgilinin başvurusunda geçen adreste İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yap+işlet+devret usulüyle zemin altı otopark işi ihale edilmiştir. Proje aşaması devam etmekte olup inşaat başlamamıştır.Daha önce park olarak kullanılan bu alan yine park olarak kullanılmaya devam edilecek, mevcut büyük ağaçlar korunacaktır.Zeminaltı otopark projelerimizde otoparkın üstünde kalan kısma yarım metre ile bir metre arasında toprak doldurularak üzerinde yeşil alan düzenlemesi yapılmaktadır. Bakırköy Yeşilyurt gibi güzel, nezih bir semte yakışacak projede de aynı uygulama yapılacak olup otopark zeminaltında yeşil alan zemin üstünde kalacak şekilde düzenlemesi yapılacaktır.İstanbul genelinde trafik problemine bir nebze çözüm üretmek, daha yaşanır mekanlar oluşturmak, hem göze hitap edecek, hem de çok amaçlı kullanılabilecek bu projeler, kesinlikle yeşil alanlara zarar vermek amacını taşımamaktadır. Bilginize sunarız."
Ayrıntılı bilgi için Yapı İşleri Müdürlüğü irtibat telefonu:0212 449 45 78 (Müdür Yardımcısı Aslan Demirkan)
İyi günler dileriz.
YASEMİN AKÇA02124551754
Thursday, May 21, 2009
EVRİM ÇALIŞTAYI ( İstanbul Kültür Üniversitesi)
Geçen hafta Cumartesi Darwin'in 200. doğum yıldönümü nedeniyle düzenlenen bir çalıştay vardı. Fen edebiyat fakültesi düzenlemişti. Halkın da katılabildiği bir toplantıydı. Ancak çok büyük bir çoğunluk akademisyen, öğretim üyesi ve düzenlemeyi gerçekleştiren moleküler biyoloji ve genetik bölümü öğrencileriydi. Genel olarak başarılı bir çalıştay olduğunu söyleyebilirim. Üniversiteye gönderdiğim elektronik posta aşağıdadır.
SAYIN YETKİLİ,
16 MAYIS 2009 GÜNÜ DÜZENLEMİŞ OLDUĞUNUZ EVRİM ÇALIŞTAYI İÇİN HEM ÜNİVERSİTENİZE HEM DE FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ OLARAK SİZLERE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
ÜNİVERSİTENİZE İLK GELİŞİMDİ. BUNU İLTİFAT OLSUN DİYE SÖYLEMİYORUM. GERÇEKTEN BAŞINDAN SONUNA KADAR GEREK DÜZENLEME GEREKSE DE SUNUM YAPAN HOCALARIMIZIN VERDİĞİ BİLGİLER ÇOK BAŞARILIYDI. ANCAK BİZİM KONU İLE İLGİLİ OLMAMAMIZ NEDENİYLE ÇEŞİTLİ NOKTALARI ANLAYAMADIK. ANCAK BUNU DA NORMAL KARŞILIYORUM.
UMARIM YAKIN ZAMANADA TEKRAR GÖRÜŞMEK DİLEKLERİMLE
İYİ ÇALIŞMALAR
ATİLLA AKKÜLAH
SAYIN YETKİLİ,
16 MAYIS 2009 GÜNÜ DÜZENLEMİŞ OLDUĞUNUZ EVRİM ÇALIŞTAYI İÇİN HEM ÜNİVERSİTENİZE HEM DE FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ OLARAK SİZLERE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
ÜNİVERSİTENİZE İLK GELİŞİMDİ. BUNU İLTİFAT OLSUN DİYE SÖYLEMİYORUM. GERÇEKTEN BAŞINDAN SONUNA KADAR GEREK DÜZENLEME GEREKSE DE SUNUM YAPAN HOCALARIMIZIN VERDİĞİ BİLGİLER ÇOK BAŞARILIYDI. ANCAK BİZİM KONU İLE İLGİLİ OLMAMAMIZ NEDENİYLE ÇEŞİTLİ NOKTALARI ANLAYAMADIK. ANCAK BUNU DA NORMAL KARŞILIYORUM.
UMARIM YAKIN ZAMANADA TEKRAR GÖRÜŞMEK DİLEKLERİMLE
İYİ ÇALIŞMALAR
ATİLLA AKKÜLAH
Sunday, April 26, 2009
CİNAYETİ GÖRDÜK ( Kuddisi ve Sabriye Okkır)
Sanırım sözde "Ergenekon " iddianamesinin sonuçlarının kimlere ve hangi sonuçlara vardığının ilk kitabı. Bir sabah erkenden gelen ev araması ve tutuklanma. Ardından net bir suçlama olmaksızın haftalarca cezaevinde kalmalar. Ve bunların sonucunda kişinin sağlığının bozulup kansere yenik düşmesiyle biten bir yaşam. Kuddisi Okkır ve eşi sabriye Okkır tarafından yazılmış anı türünde bir kitap. İçinde gerçekten ibret verici ve insan olarak utanılacak durumlar var. En çarpıcı örnek ise hiçbir şekilde hareket bile edemeyen kanser hastası olan ve yatağa bağlı olan Kuddusi bey'in hastanede tutuklu olması nedeniyle pranga bağlanmasıdır. Kuddusi Okkır'ın kanser olduğunun haftalarca tanı konulamaması da tek başına devlet adına skandaldır. Devlet hastanesi yetkililerinin Kuddusi bey'in durumuyla ilgilenmedikleri de ayrıca çok vahimdir. Eşi sabriye hanımın verdiği mücadele takdire değer. Dün basından gördüğümüz kadarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu davanın görülmesini kabul etmiştir.
Bu kitabı okuyan insanın üzülmemesi, utanç duymaması, ülkesi hakkında olumlu düşüncelere sahip olması mümkün değildir. Kitabı okurken Kuddusi beyi veya Sabriye hanımı kendi yerinize koyarsanız olayın nasıl kabul edilemez bir durum olduğunu daha iyi anlarsanız. Unutmayın bu hepimizin başına gelebilecek bir olay.
Kitaptan çok sevdiğim kısa bir şiir var Kuddusi Okkır'ın.
Hayat okul.
Dersler
En son ders, son nefes verme
Herkes kendi tezine göre
Son nefesini sunar...
Tiyatro-perde kapanır,ışıklar söner- ortalık aydınlanır.
Bu kitabı okuyan insanın üzülmemesi, utanç duymaması, ülkesi hakkında olumlu düşüncelere sahip olması mümkün değildir. Kitabı okurken Kuddusi beyi veya Sabriye hanımı kendi yerinize koyarsanız olayın nasıl kabul edilemez bir durum olduğunu daha iyi anlarsanız. Unutmayın bu hepimizin başına gelebilecek bir olay.
Kitaptan çok sevdiğim kısa bir şiir var Kuddusi Okkır'ın.
Hayat okul.
Dersler
En son ders, son nefes verme
Herkes kendi tezine göre
Son nefesini sunar...
Tiyatro-perde kapanır,ışıklar söner- ortalık aydınlanır.
Wednesday, April 15, 2009
ÇYDD VE TÜRKAN SAYLAN
Geçtiğimiz günlerde ÇYDD ve Türkan Saylan hanımefendiye yapılan uygulamaya birey olarak sessiz kalmam mümkün değil. Eğer sessiz kalırsam aldığım eğitime, yaşadığım çevreye ve genel dünya bakışıma aykırı olacağı düşüncesindeyim. O nedenle aşağıdaki elektronik posta yazısını bugün ÇYDD'ne ilettim.
SAYIN YETKİLİ,
BAŞTA ÇYDD VE TÜRKAN HANIMA YAPILAN BU AKILALMAZ UYGULAMAYI KENDİM ADINA ŞİDDETLE VE NEFRETLE KINIYORUM.
ATATÜRKÇÜLÜĞÜ BIRAKIN SAVUNMAYI EN ÜST DÜZEYDE HAKKIYLA TEMSİL EDEN TÜRKAN HANIM'A DİL UZATANLAR TÜRKAN HANIM'IN YAPTIĞININ MİLYONDA BİRİNİ YAPMADIĞINDAN EMİNİM. HATTA DAHA İLERİ GİDEYİM, BU İNSANLARIN TÜRKAN HANIM'IN YAPTIKLARINDAN HABERLERİ BİLE OLMADIĞI GİBİ BU YAPILAN HİZMETLERİ KAVRAYACAK ZEKAYA SAHİP OLDUKLARINA DA İNANMIYORUM. BİR CUMHURİYET VE ATATÜRK'ÜN EMANETÇİSİ OLARAK BU YAPILANLARA KIZIYORUM, NEFRET DUYUYORUM, KÜFÜR EDİYORUM, UTANIYORUM....
AMA BU YAPILANLARIN HUKUK KARŞISINDA YANITININ VERİLECEĞİNE İNANCIM %100 DÜR.
HEM ÇYDD HEM DE TÜRKAN HANIMA GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİ SAYGILARIMLA SUNARIM.
ATİLLA AKKÜLAH
BİR ATATÜRK EMANETÇİSİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİREYİ
Sunday, April 12, 2009
2010 Avrupa Kültür Başkenti İSTANBUL
2010 Avrupa Kültür Başkenti, insan okuyunca kulağa ne hoş geliyor değil mi ? İyi de hem hükümet, hem de bizler neler yapıyoruz bunun için ? Hükümet zaten ne yapacağını şaşırmış, şunun şurasında 8 ay kaldı. Hala bir süre önce boşalan başkanlık için arayışlar devam ediyor. Hükümet ile uyumsuzluk devam ediyor. Vatandaş desen bu olaydan bi haber. Neden bi haber olmasın ki ? Kendisini tamamiyle günlük hayatın koşturmasına ve karnını doyurmaya vermiş. Gerçekten ironi durumunda karşılayacağız 2010 Avrupa Kültür başkenti ünvanımızı. Nasıl mı ?
- Yıllardır tek olan AKM kültür merkezi kapalı durumda
- Geçenlerde sayısı zaten az olan gösteri merkezlerimizden biri, İstanbul Gösteri Merkezi, yandı.
- Ve belki de en önemlisi halkın Kültür başkentinin önemini kavramamış ve bunu günlük hayatında hissediyor olmaması
Tuesday, April 07, 2009
BAĞIMSIZ diye bir dergi
Daha önce Kanaltürk TV de program yapımcılığı yapan Tuncay Mollaveisoğlu'nun editörlüğünde yeni bir dergi katıldı aramıza, BAĞIMSIZ. Aylık siyasi ekonomi ve araştırma dergisi. Olayları farklı bir gözle görmek ve yandaş medya(!!!) yayınlarına katlanmak istemiyorsanız tam size göre. Ederi de 10 tl. çok fazla reklam alacağa da benzemiyor.
Tuesday, March 24, 2009
YÜCE DİVAN DOSYASI ( Vural Savaş)
Vural Savaş kitabında Ergenekon iddianamesi sürecinde yaşanan hukuksuzluğa ve bunun sonucunda ilgili tüm kişilerin hukuku çiğnemesiyle birlikte ileride nasıl yüce divanlık olacağı ile ilgili bilgileri anlatıyor. Kanun dışı toplanan delillerden tutun da sanıkların avukat sayısının bile 3 ile sınırlandırılmasına kadar tüm bu süreç bu davanın ileride yeni baştan görülmesine neden olabilecektir. Neden mi ? Çünkü ileride bugünkü sürecin hukuksuzluk olduğu anlaşılacak ve yeniden dava açılacaktır. Ama yıllar geçmiş olacak ve birçok insan suçsuz yere senelerini tutuklu olarak geçirmiş olduğuyla kalacaktır. Tabii bu insanların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine dava açıp kazanma olasılıkları zaten %100 e yakındır. Devlet bu bedelleri ödeyecektir. Kitabın özünde Ergenekon'un asıl amacınıın Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ( TSK) yıpratmak olduğu anlatılıyor. Gerçekten nasıl oluyor da kanunlarımıza ve hukukumuza karşı bu suç işleniyor ?
Monday, March 16, 2009
Deniz Havası Almak İstersen GÖR BAŞINA NELER GELİR...
15 Mart 2009 öğle üzeri biraz deniz havası alalım diye Bakırköy'den Sirkeci yönüne doğru araçla yola çıktık. Ancak polis tüm yolları ve onların üzerindeki araç otoparklarını tutmuş ve araçları otoparklara almıyordu. Polislerden birine sorduğumuzda " cumhurbaşkanı gelecek " diye yanıtladı. Çok kızdık o anda. Nasıl olur da halkın buraya girmesi engellenir ? Terörist değiliz. Velev ki niyetimiz bozuk... o zaman da hem aracımızı hem de üstümüzü aradıktan sonra bizi otoparka kabul etmeleri gerekirdi. Ne yazık ki ülkemizde sorunları çözmenin en kısa yolu YASAKLAMA. Aşağıda çekmiş olduğum fotoğraflar yer almaktadır.
Saturday, January 24, 2009
24 OCAK ....BİR DOĞUM GÜNÜ DAHA
Kutup ayısının ne ilgisi var bu doğum günü derseniz, kendisi benim bu evrendeki favorimdir.
İşte 1 yaş daha geldi buldu beni. 44 yaşına girdim. Ne yapalım yani ,oturup üzülecek miyim ?Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Burada püf nokta olayı kabullenmekten geçiyor. Diğer önemli nokta da eğer şu anda sağlıklı olarak sabah kalkıp akşam da huzurlu yatağınıza girip uyuyorsanız sorun yok.
Monday, January 19, 2009
OSMANLI'NIN MAHREM TARİHİ ( Mustafa Armağan)
Aslında tarih hem ilgi duyduğum hem de uzak durduğum bir dal benim için. İlk defa bir kitap alarak şeytanın bacağını kırdım sanırım. Okuduğum bu kitap Osman Gazi'den son halife Abdülmecid'e kadar tüm padişahlarının daha az bilinen yönlerini sargilemek amaçlı oluşturulmuş bir yazı yumağı diyebilirim. Ancak bahsi geçen tüm padişahların olumlu yönleri öne çıkarılarak sunuluyor. Halbuki bunlar da insandı ve olumsuz yönleri de çoktu muhtemelen. Demek istediğim kitap biraz padişahları yüceltme amacıyla kaleme alınmış gibi. Ancak gene de yeni şeyler öğrenmek istiyorsanız alıp okuyabilirsiniz. Bakın kitaptaki padişahların ortak noktalar neler:
- Hobileri vardı ( avcılık, ata binme vb)
- El becerilerine sahiptiler ( mühür yapma, dövmecilik,kuyumculuk, hilalci, hattatlık, marangozluk vb)
- Hayırsever bir yapıya sahiptiler
- Musikiye ve şiir yazmaya önem vermişler
Saturday, January 10, 2009
DEMİRCİ MEHMET EFE
Kırçiçeği lokantasının müşterilerine 2008 yılbaşı armağanı olan bu kitabın yazarı İbrahim Kiraz. Çok anlamlı bir etkinlik yapmış Kırçiçeği. Hem yazarın emeğine katkı bulunuyor, hem de müşterilerine değer veriyor izlenimi ediniyorsunuz.
Kitap olarak sürükleyici bir havası yok. 500 sayfadan fazla ama 150-200 sayfasını bile okursanız genel fikir ediniyorsunuz. Ege bölgesinde yaşayan Demirci Mehmet Efe ve arkadaşlarının 1800 yılların sonu ile 1900 lü yılların başlangıcındaki maceralarını anlatıyor. Efe hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmayanlar için rahatça önerilebilecek bir kitap.
Kitap olarak sürükleyici bir havası yok. 500 sayfadan fazla ama 150-200 sayfasını bile okursanız genel fikir ediniyorsunuz. Ege bölgesinde yaşayan Demirci Mehmet Efe ve arkadaşlarının 1800 yılların sonu ile 1900 lü yılların başlangıcındaki maceralarını anlatıyor. Efe hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmayanlar için rahatça önerilebilecek bir kitap.
Subscribe to:
Posts (Atom)