Avrupa Birliği ve Türkiye.......mi ?

Geçen perşembe günü yaşadığımız ve AKP hükümetinin (hatta başbakan ve dışişleri bakanının kendi aldıkları karar ile) kendi insiyatifiyle aldıkları "Türkiye'deki bir liman ve bir havaalanının Rumlara tek taraflı açılması" olayı bugüne gelindiğinde sarpa sardı. NEDEN mi ? Gene bir AKP klasiği....Bugüne kadar devletin neredeyse tüm kurumları ile gergin ve küs olan AKP hükümeti son olayda da bunu kanıtlamış ve bu kararı alırken en önemli kurumların görüşlerini almamış ve tek taraflı olarak devlet politikası olan Kıbrıs sorununa AB düzeyinde yeni boyut getirmiştir. Şimdi bunu nasıl yorumlayacağız ? Esas sorun bu. Görüşlerimi aşağıda sıralıyorum.

• AKP sorunu Birleşmiş Milletler'den çıkarıp AB çerçevesine indirme izlenimi vermiştir ki ileride olumsuz olarak yansıyacaktır.
• Türkiye'nin devlet politikasında görüş birliğinin sağlanamaması ve tek yumruk olma izlenimi bozulduğundan gene ileride başımızı ağrıtacaktır.
• AKP şu anda Türkiye'nin kiracısı gibi değil ev sahibi gibi hareket etmektedir. Ancak unutmamalıdırlar ki hükümetler geçici devlet politikaları kalıcıdır.
• AKP Kıbrıs konusunda bir Türk vatandaşı olarak bana inandırıcı ve samimi gelmemektedir. Dik duramamaktadır. Daha birkaç gün öncesinde Kıbrıs üzerinde izolasyonlar kalkmadığı takdirde kesinlikle limanlar açılmayacağını belirten başbakan iki gün sonra tek taraflı bir limanın açılabileceğini belirtebilmektedir. Bana bu güveni vermeyen bir hükümet AB nin karşısında ezilmeden nasıl başarılı olabilir.
• Bu olayın tek olumlu gördüğüm yanı AB ülkelerini bölebileceği ve görüş ayrılığı meydana getirip sıkı bir tartışma ortamı yaratabileceği, böylelikle olayın sıcak tutulabileceğidir.

Sonuç itibariyle AB ile ilşkilerimizde Kıbrıs konusunda hiçbir şekilde özellikle toprak tavizinin verilmesinden yana değilim. Bugünlere AB ile birlikte gelmedik. Herşey yolunda gitse en az 10-15 sonra AB üyesi olacağız. Muhtemelen üye olan son ülke olmuş olacağız. Bu süre sonunda AB nin durumunun ne olacağı belli olmadığı gibi nimetlerinden de yararlanamayacağız veya yararlandırmayacaklar. Tam tersine yaşlanan bir Avrupa artık Türkiye'yi bünyesine katmak isteyecek ve belki de biz üyeliği istemeyeceğiz.....